Tükenmiş Hissetmen, Sadece Yorgunluk mu Yoksa Eski Liderlik Kalıpları mı?

Bir süredir çevremdeki birçok liderin sesinde aynı şey var: "Yoruluyorum… Ama tam olarak neden bilmiyorum."

Bu yorgunluk, sadece çok çalışmaktan değil; artık bize hizmet etmeyen ama hâlâ taşıdığımız eski liderlik anlayışından geliyor olabilir.

Çünkü liderlik artık sadece güçlü durmakla, her şeye hâkim olmakla, kontrolü elde tutmakla tanımlanmıyor. Ve biz hâlâ bu eski tanımların içinde kendimizi sıkıştırmaya çalışırken, aslında içten içe tükeniyoruz.

Eskiden bu yorgunluğu; işle, zamanla, yoğunlukla açıklamaya çalışırdık. Ama şimdi biliyoruz ki… İnsanı en çok yoran şey; kendisiyle uyumsuz hale gelmiş rolleri taşımaya devam etmektir.

Yıllar içinde şunu öğrendim: Gerçek dönüşüm, sadece bilgiyle ya da beceriyle olmaz. Asıl değişim, kendine dürüstçe bakabilme cesaretiyle başlar. "Ben bu koltuğa neden oturdum?", "Ben nasıl bir lider olmak istiyorum?" gibi sorulara yüzeyden değil, içten cevap verebildiğimizde...

Yeni Nesil Liderlik de burada başlıyor: Bir başkasına benzeyerek değil; kendin olarak, kendi sesinle, kendi yolunu açarak. Çünkü bir liderin sesini duyurabilmesi için önce kendi iç sesini duyabilmesi gerekir.

Bugün seni yoran şey, gerçekten tempo mu? Yoksa artık seni taşımayan, ama hâlâ bırakmakta zorlandığın roller mi?

Liderlik, çoğu zaman dışarıdan büyük görünür. Ama içten büyümemiş bir liderliğin sürdürülebilirliği yoktur. O yüzden bu hafta, belki de sadece bir durup kendine sormanızı isterim, "Gerçekten kimin lideriyim? Ekibimin mi, sistemin mi, yoksa hâlâ bana ait olmayan tanımların mı?"

🌀 Dönüşüm, yorgunlukla değil; farkındalıkla başlar. Bu bülteni okurken içinden bir şey kıpırdadıysa, belki de o dönüşüm kapıdadır.