Psikolojik Güvenlik, Kurum Kültürünün Sessiz Kahramanıdır: Çünkü bazı kurumlarda en yüksek sesi sessizlik çıkar…

Geçtiğimiz haftalarda yine kurumsal yaşamın derin bir boşluğunu hatırlatan bir olayla sarsıldık. Bir çalışanın uğradığı şiddet, elbette ki hepimizi üzdü. Ama bu olay, yalnızca bir “kriz anı” olarak değil; yıllardır biriken, görünmeyen, konuşulmayan sistemik sorunların buzdağının görünen ucu olarak okunmalıydı. Çünkü kurumlarda krizler bir günde çıkmaz, yıllarca suskunlukla, görmezden gelmeyle, sessizlikle birikir.


Bu noktada konuşmamız gereken şey “psikolojik güvenliktir.”


Psikolojik güvenlik; bir kurumun çalışanına “Hata yapabilirsin, fikrini söyleyebilirsin, eleştirebilirsin, soru sorabilirsin” diyebildiği noktadır. O güvenin olduğu yerde insanlar susmaz, saklanmaz, saklamaz. İfade eder, gelişir, geliştirir.


Ama ne yazık ki birçok kurumda çalışanlar sessiz. Çünkü konuşmak, hata yapmak, eleştirmek; risk. Risk olduğu yerde ise ne yaratıcılık ne gelişim ne de bağlılık olur.


Kurum kültürünün sessiz kahramanı olan bu psikolojik güvenlik, “duyulmayanı duymak, görülmeyeni görmek” isteyen her liderin pusulası olmalı. Çünkü kurumsal suskunluk, çoğu zaman bir uyum göstergesi değil; korkunun, adaletsizliğin, baskının ya da geçmiş deneyimlerle şekillenmiş çaresizliğin işaretidir.


Bir çalışan toplantıda konuşmuyorsa, kamera açmıyorsa, geri bildirim vermiyorsa, eleştirmiyorsa… Bu mutlaka “ilgisizlik” ya da “yetersizlik” anlamına gelmez. Belki de daha önce konuştu ve duyulmadı. Belki de sustuğu yerden bir bağırışı var.


Şimdi düşünelim:

🔸 Sizin kurumunuzda insanlar gerçekten konuşabiliyor mu?

🔸 Hata yapma özgürlüğü var mı, yoksa “doğruyu yapanla yanlış yapan aynı muameleyi mi görüyor?”

🔸 En son kim, ne zaman yönetime gönülden bir fikir sundu?

🔸 Suskun kalan ekip üyeleri gerçekten mi ilgisiz, yoksa sistem onları konuşmaktan mı vazgeçirdi?


Bu sorulara vereceğiniz cevaplar, kurum kültürünüzün size ne söylediğini gösterecektir. Ve o cevaplar sizi ya gerçek liderliğe ya da sessiz bir dağılmaya götürebilir.


Psikolojik güvenlik, yalnızca İK’nın konusu değil. Bu, doğrudan liderlikle ilgili bir sorumluluk alanıdır. Çünkü kurumda güven ortamını inşa etmek, liderin en önemli görevidir.


Kültür, yalnızca değerler panosundaki kelimelerden ibaret değildir. Gerçek kültür, insanların gözlerinde, sessizliklerinde, söylediklerinde ve söyleyemediklerinde gizlidir.


O yüzden tekrar sormalıyız:

Sizin kurumunuzda sessizlik, gerçekten huzurun işareti mi?

Yoksa bastırılmış fikirlerin, söylenememiş ihtiyaçların, susturulmuş yaratıcılığın mı?


Bugünün lideri bu sorudan kaçmamalı.

Çünkü psikolojik güvenlik yoksa; hiçbir strateji sürdürülebilir değildir.


Yeni Nesil Liderler WhatsApp Topluluğumuza katılın: Kurumsal liderlik, koçluk ve ekip yönetimi üzerine güncel bilgilere ulaşmak için TIKLAYIN